Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Ocak 2014 Çarşamba

İlişkileri Tüketen Kemirgenlerden Olmayın

Kadın ya da erkek, bazı kişilikler kemirgen, bilinçli ya da bilinçsiz hayatlarına giren herkesi tüketiyorlar , eninde, sonunda. Yavaş , yavaş yiyip bitiriyorlar tüm iliskileri . Bu gün, konumuz, kadın erkek ilişkisi belki. Ama bu tip insanların hayatında, her tür ilişki için geçerli bu durum.  Güvenebilecekleri, sığınacakları bir kişi bile kalmıyor sonunda. Mahvediyorlar çünkü, yaradılışları bu . Hayatlarına kim girdiyse, acımasızca , ezip çıkarıyorlar. İlişkinin süresi, tamamen diğer insanın, sabrına , aşkı,sevgisi ya da bağlılığının boyutuna bağlı.
Bunlar bitip, karşı tarafın itiraz ettiği, sıtkının sıyrıldığı gün, ilişki bitiyor.  Çünkü diğer tarafın katkısı sıfır. Var ama yok. Bittiği gün de , Neden ? Diye soruyorlar. O kadar farkında değiller yaptıklarının. Ve hep,  karşı taraf suçlu. Arkalarında bıraktıkları, üzüntü ve yıkımın, Birikmişliğin farkına varmaktan acizler. 
Bu aralar, çok sevdiğim, üç arkadaşım, hep aynı şikayet ile sohbet etti benimle , içim acıdı, çünkü bu senaryoyu biliyorum. Çok klişe. Eşimi ya da sevgilimi seviyorum, ondan ayrılmak istemiyorum ama ...... Artık ayrılacağım... Dayanamıyorum... Tükendim... Bittim... Dayanacak gücüm kalmadı ... Ağlamaktan yoruldum... Anlamıyor... Dinlemiyor... Ne desem fark etmiyor...
Ama... DAN ...  sonra, bir sürü cümle var. Ben sadece çok belirgin olanları yazacağım. Belki, bu yazıyı okuyanlar, düşünür, kendini eleştirir , feyz alır diye ...
Tanıştığımızda ben şöyleydim, ama onun için şunlardan vazgeçtim... Kendin olmaktan vazgeçmeye başladığın gün, bitmişsin demektir zaten .
Kiminle konuşsam, yanlış birşey düşünüyor, kimseyle konuşamaz oldum... Güvensizlik sadece yer, bitirir. 
O bir yere gittiğinde, ben rahatsız olmasın  diye aramıyorum, o beni defalarca arıyor ve orada olduğuma dahi inanmıyor ...
Kimseyle görüşmemi istemiyor... Korku ... Çaresizlik , zavallılık. 
Onun kalıbına girdim, ama hala daraltıyor, daha ne kadar özveride bulunurum... Bilmiyorum. Kalıp nefes alınamaz hale gelir ve çatlar bir gün. 
Çok yoruldum, 
Beni eve kapatıyor, kendi geziyor... Birlikte herşeyi tatmak varken, bu bencillik nedir ? Kim katlanır ? 
Aptalca kıskançlıklar, çaresizlik yüzünden yapılan anlamsız hareketler , takip etmeler, yasaklar ....
Bunların çoğu, güvensizlik, aşağılık kompleksi ve saygısızlık. 
Bencillikle, kendi istediğini dikte eden, ve dışına çıkıldığında hastalıklı tavır gösteren bir insan, nasıl olur da kendini haklı görür ?
İşte tam bu noktada sağlıklı bir sonuç beklemek, sonsuz bir hayal kırıklığına yelken açmaktır sadece.
Çıkarları doğrultusunda yaşayan insanlar için geçerli değil bu sözlerim, duyguları ile yaşayanlar içln sadece. Kalbi olanlar için . Banka hesabına değer verenler okumasın zaten, onlara her yol mübah... 
Maksat birilerini yermek, diğerini göğe çıkarmak değil. Oralardan geçtik... 
Gönlünü göle atıp, maddeye değer vermeyi başaranlara da helal olsun diyoruz. Ruhsuzluk ayrı bir konu başlığı, bizim konumuz değil. 
Ancak anlaşılmaz olan, bir insan, hayatında başına bir kez gelebilecek olan şansı, nasıl yerle bir eder.
Karşındakini ez, üz, senin için çarpan kalbini, her gün yerle bir et, saygısızca davran, yönetmeye çalış , köpek muamelesi yap... Efendi, köle ilişkisi kurmaya çalış , saygı, sevgi gösterme...
İlişki bitince... Neden ? Diye sor. Hatta suçla, hayatı zehir et. 
Tek bir cevap var burada. Dön ve kendini eleştir. Eline geçen,  tek milli piyango büyük ikramiyesini, kendi ellerinle yırtıp çöpe attın. Ne yapsan boş artık. 
Bencillik, büyüklük, kendini dünyanın merkezi sanma kompleksleri bitirdi ilişkini. 
Bu dünyada, insanın başına ne gelirse, kendinden gelir.
Başkasını suçlamak, zavallı ve nafile bir çabadır ancak. 
Kendi hayatının ortasına pimini çekip bombayı koyan, senin hastalıklı kişiliğin bunu çöz önce. 
Sonra bak başkalarına... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder