Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

25 Şubat 2013 Pazartesi

Şehir Hikayeleri


Sehirde yasamak sanattır . Herkesin harcı olmayan , karmayı bilmezseniz katılaşan, icinde hapseden bir beton gibi. Ya temeliniz sağlam olacak, ya çok deli olacaksınız, ya çok umursamaz ya da caresiz. Bir sehrin sırrını çözerseniz her sehir, pandora'nin kutusu gibi aciliverir onünüzde. Her şehir anlatir kendini, kendine özgü bir dili vardır. Her sehrin raconu vardır . Her sehrin, rengi, dokusu degisiktir. Soğuk yerlerde yaşayanlar, güneşi görünce ısınır. Sıcakta yaşayanlar, hep alev alevdir. Deniz kutsar sehirleri, bolluk, bereket ihtişam sunar. Kara sığlaştırır. Çok sıcak alıklaştırır. Dağlar yorar, ama dağın insanı da her zorluğa karşı koyar.
Büyük ya da küçük sehirler vardır. Arası olmaz bu isin. Büyük sehirler markalastikca zorlaşır. Giyinmek, oturmak, yemek yemek bile zordur.
Sırf nefes almak için, çok çaba, zaman ve para harcamanız gerekir.
Küçük şehirlerde büyümek daha kolaydır, büyüyüp büyük yere gitmek daha az riskli .
Ya da riske girer büyük oynar, baştan güçlenirsiniz ya da yok olursunuz.
Şehrin dişlileri arasında kalmak zordur, bir anda paramparça eder insanı. Ya da yağ gibi akar gider, şehrin parçası , ihtiyacı olursunuz.
Büyükşehir yorar insanı, bir sürü kılıf içinde, insan diye konuştuğunuz insansız bedenler içinde boğulursunuz.
Cehalet ve atalet içindeki ruhların seviyesine inemez, inmeye çalışırsanız tecrübesizlikten yok olursunuz.
İyi kalmaya çalıştıkta yalnızlaşır, en sonunda bir avuç insanla ancak bir olursunuz.
Arkanızdan açılan çukurlara düşmemek için uğraşır, baltaları çekmiş saldıran zavallılarla dövülmeler zorunda kalırsınız.
Hayat, yorar insanı zaten. Şehir, hayat,insan bir arada yaşamak çok zor.
Bu yüzden yaşayacağınız şehri , içindeki insanları iyi seçin.
İnsan diye konuştuğunuz ruhsuz bedenler, o şehri oluşturur.
Şehir ölmez ama sizi öldürür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder