Mimar Sinan , Mihrimaha olan aşkını, onun içln yaptığı külliyelerde dile getirmiş. Bu belki gerçek , belki efsane ama bence doğru.
Muhteşem bir dehanın , büyük aşkını, boynunu koparmadan anlatabileceği başka bir yol olabilir mi ?
Eline bile dokunamadığı, dokunmanın ölüm olduğu, bir aşk, bir kadın için neler yapabilir bir erkek ?
Sevgisini ,aşkını, güneş ve ayı eline alarak nasıl böyle anlatır ?
Bundan büyük hediye olur mu ?
Üsküdar ve Edirnekapıdaki Mihrimah külliyelerini gören bir tepeye çıkıp, 21 Mart ve 23 Eylül günlerinde, iki caminin minareleri arasına bakarsanız, birinde güneş batarken , diğerinde ayın çıktığını görürsünüz .
Hiç olmamış bir aşkın, güneşi , ayın gölgesinde batarken, ne anlamlar yükledi içine kim bilir , Minar Sinan.
Şimdiki çıkarcı, bencil aşkların, ödeşemez sevgilerin aksine, gerçek aşk bu işte.
Sevdiğine, ne olursa olsun , aşkını anlatmak, onun mutluluğu içln kendinden vazgeçmek .
Sevdiğinin imzasını dünyaya atmak, hem de onu hiç kırmadan.
Oysa şimdi, sevmek, devamlı özverili olmak demek.
Sevgi sırtına yüklenen, yük demek.
Sevgi bazıları için , alış veriş demek.
Ne o erkekler var, yüreğini ortaya koyup sevdiği içln savaşacak, ne onlara inanan kadınlar .
Güneş söndü, ay battı çoktan .
Ama 1500 lü yıllardan beri, Mimar Sinan'ın , Mihrimahı dimdik ayakta duruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder