Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

11 Mayıs 2014 Pazar

Annem Annem...

Aslında çok da taraf değilim böyle günlere, acıtır insanı mutlu ettiği kadar . 
Sevdiği insanı her gün anar insan olan, baştacı eder , sebep aramaz, sebep, o insanın ta kendisidir zaten .
Ama böyle her yerde anne kelimesi geçerken, annesini kaybeden evlat, evladını kaybeden anneler nasıl kan ağlar ? Ya da buna sahip olamamış kadınlar ya da annesini hiç görmemiş terk edilmiş insanlar ?
Ne ağır yaradır, kabuğundan sıyrılıp kanayan , yüreğin en derininde, üstü kapanıp, kapanıp bir sözle , bir müzikle bazen bir kokuyla açılan. 
Anne olana zaten en büyük ödül evladı. O doyulmaz hazzı alabilecek başka hiç bir şey yok bu dünyada . 
Onun tenine ilk dokunduğu andan itibaren başlayan sevgi okyanusunda yüzmek kadar güzel, başka ne olabilir ki ? 
Evladın her mutlu anı, gülümsemesi , sağlıklı ve mutlu olması değil midir tek dileği, mutlu olma sebebi, bir anne için  ? 
Bunların hepsi bir ödüldür, ömür boyu her gün alınan. 
Yani aslında özel bir güne gerek yok, herkes,  içinde diğerlerini üzmeden yaşamalı bu aşkı. Oğlumu kucağıma aldığım o ilk andan beri, 20 yıldır her sarıldığımda aldığım cennet kokusundan daha büyük bir mutluluğum olmadı hiç. 
Ve anneme her sığındığımda, hissettiğim, hiç bir karşılığı olmaksızın , nedensiz, niçinsiz, ucu bucağı olmayan,  o sonsuz sevgiden daha büyüğünü de almadım kimseden.
İnsan büyüdükçe, kazıkları yedikçe çok daha iyi anlıyor, ama ben annemi hep sevdim.
Allah'a şükür, hem evlat olmayı, hem evlat doğurmayı nasip etti Allah bana. 
Şükürler Olsun.
Bundan daha büyük bir ödül yok. Üstelik 7 gün, 24 saat aldığınız muhteşem bir ödül. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder