Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Aralık 2013 Pazar

İnsan Olmak, Kendin Olmak... Ya da Hiç Olmak ?

İnsanı insan yapan, ve diğerlerinden ayıran en önemli özellik, kendisi olabilmektir hiç kuşkusuz. 
Doğduğumuz gün itibari ile, bize örnek olan, yol gösteren doğru insan tavırlarından edindiğimiz eğitimleri ve kendi bünyemizi,  homojen bir yapıya getirip, öğrenmekten vazgeçmeden, kendi doğrularımızı üretmektir. 
Gün be gün, sabırla, usanmadan, bir taş ustası gibi,  şekillendirip, kendi ellerimizle , eşsiz bir eser yaratmaktır, Allah'ın bize verdiklerini, kendi mutfağımızdan çıkarmaktır. 
Yapı taşları genlerimizle oluşan, ama % 50 si boş olan kodlamamızı, doğru yazabilme sanatıdır ilk önce.
Ailemizle başlar, ilk yazım çalışmaları, daha biz üretemezken, doğru aileye sahip olma şansı, hayatta yakalanmış en büyük Piyangodur aslında. O anda, kimsenin farkında olmadığı. 
Bizi biz yapan, adımız anıldığında hatırlanan özellikler üretmek ve kalıcı hale getirmektir , bizi özel kılan, diğerleşmekten, alelade olmaktan alıp, farklı bir yere konumlandıran. Özel ve kıymetli kılan. 
Prensipler...
Biz kimiz sorusunun temel başlığıdır. Olmazsa olmazı . 
Bizim sözümüz Altın mı ? Gümüş mü ? Buradan anlaşılır ? Dönek miyiz ? Arslan gibi durur muyuz ayakta ? Herkes bilir. İşine gelmese de. 
İnanç ...
İnandığının ardından yürüyecek yüreğe sahip olabilmek.  İnançla yürümek, yol almaktır.  Ardından birilerinin gelmesini istiyorsan bir gün , olmazsa olmaz olan ana kuraldır. Ya da bu hayatı gerektiği gibi yaşayacaksan. Acı , tatlı hiç yılmadan, ama kendi inandıkların doğrultusunda. Başkasının sırtına bakarak, yolu görmeden ama hiç bir taş ayağına da değmeden değil. Fırtına da olsa, meltem de esse, sen istediğin için orada olma özgürlüğüdür. Zordur... Ama olmazsa,  hiç olursun. Kalp herkeste olan bir organdır, yürekse çok az insanda... İnanç, bu farkın altına imza atmaktır aslında. Her durumda.
Sevgi...
İnanç ve prensiplerini sevgiyle ama gerçek ve saf bir sevgiyle yoğurmadan, yürüyeceğin yol, bir arpa boyu dahi etmez. Bir tek sen inanırsın, çok uzun yollar, aşılmaz dağlar kat ettiğine. Sevgisizlik, çiğ, çiğ kemiren kurt gibidir. Belki çok özenilen bir hayat yaşarsın, ama asla mutlu olamazsın, yalan sevgilerle kurulmuş tahtında. 
Herhangi birinin takliti ya da gölgesi olarak kalmaktan sıyrılıp, kendin olabilmek, emek ve yürek ister. 
Lafa gelince mangalda kül bırakmayıp, işe gelince bir köz kadar bile ateşin yoksa, etrafı ısıtamazsın asla. 
Söylediklerin ve yaptıkların paralel olmalı her daim. 
Yapmaktan utandığın, söyleyemediğin, gizlediğin ve savunamadığın hiç bir şeyin içinde olamamalısın sen,  sen olacaksan. 
Ne durumda olursan ol,  bir dağ gibi dimdik ayakta durabilmektir asl olan. 
Bol günde , dar günde.
Düşünce ağlamak değil, ayağa kalkıp devam etmektir.
Kendi imzanın, kendin olmasıdır. Paranın, statünün, bir başka insanın gölgesinin değil. 
Kendin olabilmek, bu hayata adını kazımak , zor zanaattır. 
Gerektiğinde herkes susarken konuşmayı, karda buzda çatısız kalmayı, varken, yok olmayı göze almaktır, kendin olmak. 
Tüm bunların ardından, Anka kuşu gibi küllerinden var olmayı başarmaktır. 
İşte o zaman, imza atarsın bu dünyaya, bu yaşama.
Sadece , kendin olarak. 
Kimsenin " Çakması " , " Takması " olmadan. 
Senin kim olduğunu, ne olduğunu herkes bilir. 
Taklit edilen olursun, eğer gerçeksen, kıskanılan, özenilen, yerinde olmak istenilen.
 Zor durumda olsan bile.
Bir çok ok çevrilir bünyene , bedenini delip geçer hepsi.
Ama yıkılmazsın, çünkü insan olmayı, kendin olmayı, dimdik durmayı başarmanın ödülü , ne olursa olsun, ayağa kalkmak ve Allah elinden canını alana kadar, cesur yüreğinle, yola devam etmektir . 
İnsan olmak, kendin olmak, uzun ve dar bir yoldur . Ancak, yüreği olanların yol aldığı. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder