Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Haziran 2013 Cumartesi

Bu Hayat Güzel...

Yol almak için , yolun açık olması lazım. Yolda engeller var ise, açmak için sabır ve çaba lazım. Armut piş, ağzıma düş, diye beklemek olmaz.
Ama, tam tersi bir durumda, siz her çabayı göstermenize rağmen, yoldaki tıkanıklık bitmiyorsa, hayatınızı o yol için harcamanında manası yoktur.
Herşeyi kararında yapmak ve vakti gelince olmayacak şeyi bırakmayı da bilmek önemli bu hayatta.
Olacağı varsa, ne olursa olsun olacaktır zaten.
Sabrınızı, doğru işler ve insanlar için tüketmelisiniz, aksi takdirde, biter ve çok gerekli olduğu zaman,aynı sabrı içinizde bulamayabilirsiniz.
Hayata tutunmak için, kimseden medet ummamayı, acı yada tatlı öğrenmeye çalışmak çok önemli. Öyleymiş, öğrendim de söylüyorum.
Yürüdüğünüz ayaklar sizin olmalı . Bir ağaç gibi, dimdik ayakta, bir kuş kadar hür olmalısınız önce.
Birilerine güvenip, birlikte yol almadan önce, zaten yürüyor olmalısınız. Yoksa yıllarca adım, adım yürüdüğünüz yolları elinizden alıverirler, ve siz yolda yapayalnız kalırsınız. Emeğinize mi? Geçen yıllarınıza mı? Ne ye üzüleceğinizi şaşırmış bir halde.
İnsan, önce ve sadece kendine güvenmeli . Asla ve asla kendinden çok bir başkasına değil. Güvendiğiniz dağlar, 4 mevsim karlı olabilir ve emeğiniz , sabrınız, gençliğiniz, boş yere, üstelik hiç kıymeti bilinmeden, uçar gider . Bu nedenle, her ne yapıyorsanız, sizin için önemi, öncelikli olmalı .
Önce kendi yolunuz olmalı, hele ki, kadınsanız . Babanızdan başka kimseye güvenmeden yol almayı öğrenmelisiniz. Çünkü hiç ama hiç kimse, sizi babanız gibi sevmez, korumaz, itina göstermez. Baba gibi diye bir şey olmaz, çünkü başkaları size asla onun şefkati ile bakmaz, siz öyle sansanız dahi. İnsanlar bencildir, kendi keyifleri için Yaşar ve sizi sömürürler, üstelik bunun hakları olduğunu dahi düşünebirler.
Bu nedenle, önce kendinizi tanımalı, ne istediğinizi bilmeli ve sınırlarınızı öğrenmelisiniz. Önemli olan sizsiniz.
Bunu söylemem , 40 yıla, binlerce uykusuz geceye mal oldu ama mutluyum, çünkü bu yıllarda öğrendim. Kendimi, insanları, ayakta durmayı, düşünmeyi, hayal kırıklığını, mutlu olmayı, tökezlemeyi, sevmeyi, paylaşmayı, ekip kurmayı, dürüst olmayı, dünyayı , yıkılmayı, küllerimden tekrar, tekrar doğmayı, beni gerçekten sevenleri, sevgisiz iki yüzlüleri ... Çok şey öğrendim. Hayat öğretiyor . Bazen tatlı, tatlı... Bazen acı, acı...
Olsun yine de güzel. Sadeleşmek, daha basit şeylerle mutlu olmak, insanları mutlu etmeye çalışmak güzel.
Bu hayat güzel, ara sıra durup düşünmeyi , mola vermeyi öğrenmek en güzeli.
Kimse hiç bir şeye karar vermezken , hızla karar vermek yerine, düşünmek, mola vermek, kendi gerçeğine erişmek için , sırf kendine odaklanıp, aslını keşfetmek, daha derine inmek, gözden kaçırdıklarını görmek, en azından görmeyi denemek...
Ne istediğini önce kendin anlamaya çalışmak , bu arada, gün ne getirirse , eyvallah deyip, yaşamak güzel.
Herşeyi kontrol etmek yerine, biraz oluruna birakmak güzel.
İnsanları kararlarında özgür bırakmak güzel.
İstemediğiniz ortamda bulunmama, istemediğiniz insanların yüzünü görmeme, sesini duymama hakkını kullanmanız güzel.
İyiliğin karşılıksız olduğunu anlamak ve kırılmamak güzel.
Bu hayatta, herşeyin yalan olduğunu anlamak ve eskisi kadar önemsemek güzel.
Herkese hak ettiği kadar değer vermek güzel.
Şems gibi düşünürken , bu kapitalist düzende ayakta kalmak ve ruhunu korumak güzel.
Bu hayat güzel.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder