Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Ağustos 2014 Pazar

Ayşe Arman Pazar Yazısına İthafen...

Bir kadın, sadece 38 yaşında, ölüyor. 
Öleceğini biliyor.
Çocuklarını karşısına alıp, olup bitecek herşeyi, açık, açık anlatıyor. 
Tam bu noktada kendime yakın, toplumumuza çok uzak bir duygu hissettim ve ona hayran oldum.
Milletçe herşeyi saklarız biz, eskileri, yastık altında paramızı, yaşadıklarımızı, aşkımızı, duygularımızı, düşüncelerimizi. Her şeyi saklarız, açıklık pek nadir görülür bu ülkede . Sonrada herşey ters gidince, neden diye sorarız, neden böyle oldu ? 
Neden mi ? Gücümüz yok bence, çoğunluk olarak, doğrularla aslan gibi yaşamaya. 
Yaşamaktan utanmadığını, paylaşamayan insanın ne gücü olabilir ki ? 
Kendini başka tanıtan, sokakta başka, evde başka olan, iki hayatlı, yaşadıklarından utanan insanlar sinsilesi bu millet ne yazık ki. Herkes birbirinden birşey saklar, kimse karşısındakinin gerçekte kim olduğunu bilmez, aynı evin içinde bile. Ve en kötüsü bunu marifet sayar ve övünür. En son babalar ve eşler duyar herşeyi. Çok alçakça. Ama böyle. 
Açık, açık konuşanı da vururlar bu ülkede. İstenmez, sevilmez. 
Ama, Ann açık, açık söylemiş. En sevdiği iki insana, kalbinin attığı insanlara, göz bebeklerine. " Ben öleceğim " demiş. 
Offfff ...
Yazıda aşk var, huzur var, mutluluk var, acı var,  her şey var. Keşke bir mucize olsa ve bu hikayenin sonu değişse. 
Ancak her durumda açıklık, dürüstlük ve sevgi var. 
Bunu başarabilsek Karada ölüm yok. Ne mümkün !!!
Hem ağlayarak, hem özenerek, hem üzülerek, hem gülerek okudum Ayşe Armanın bugün yaptığı sohbeti. 
Yazıda hayat var, ama yalansız, tertemiz, aşk var, gerçek mi ? Gerçek, huzur var, fotoğraftan bile belli, acı var, hem de dibine kadar, sevgi var, sımsıkı sarılmış kenetlenmiş bir aile var. Öyle çok şey var ki insanı alıp, kendi içine yolculuğa çıkaran. 
En önemlisi,  bunları iyisiyle, kötüsüyle yaşayacak güç var.
Çünkü hayatta herşey var. 
Parayla, pulla çözülemiyor tüm bunlar. 
El ele yürümüş, kaprislerden uzak iki insan, yanlarında aşk ile doğmuş iki evlat var. 
18 saatten fazla ayrılmadık, birlikte büyüdük diyen bir adam var.
Minik fillerini suya kavuşturacak kadar güçlü, eşine aşık, ve onun yanında. 
Bu yazıda herşey var. 
Ann daha 38 yaşında, çok genç. 
Ölüyor, öleceğini biliyor, ve söylüyor , ölüme hazırlanıyor. 
Ama yaşadığı tüm güzelliklere şükredip, bunuda kabulleniyor.
Bu yazı,  her kelimesi ile gerçek, düşündürücü, başucunda durması ve ara, ara okunması gereken bir yazı. 
Sadece iki sayfa,  ama bir çok kitaptan daha dolu. 
İçinden hayat geçen, anlamsızlıklarla boğulmamış, yalanlarla örülmemiş, harislikle yorulmamış, el ele, gönül gönül'e, acıyı, tatlıyı aynı şekilde kabul edip sindirmiş bir hayat . Aynı sofrada yemek yemiş, yolu birlikte yürümüş, dönüp arkasını gitmemiş, yalnızlığa terk edilmemiş insanlar var. 
Çatır , çatır yalansız , tüm gücünle, düşe, kalka ama sonuçta ayakta olmak, dünyadaki en güzel şey. 
Sabah, sabah yüreğimden vuruldum. 
Ann, umarım bir mucize olur, Allah'ın mucizelerinden biri seni bulur, ve herkese umut olursun . 
Tüm kalbimle diliyorum.