Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Mart 2014 Perşembe

Olsam ...

Bi bahar gelse dallarıma,
Tomurcuklar açsa,
Zamanlı...
Çiçek... Derken, meyve yeşerse.
Kar düşmese üstüne .
Ölmesem, ansız.
Bir yağmur olsa hayat,
Mis kokan, gürül, gürül ...
Islansam keyifle, ama hiç üşümesem. 
Hissetmesem, yalnız. 
Bir kelebek olsam, 
Süslü, sessiz,
Ve zamansız .
Ama yaşasam sonsuz.
Ve bir aşk olsam , 
Destansı ...
Mutlu ...
Umutlu ...
Ve kaygısız. 
Bi şiir olsam,
Mısrasız, kurgusuz,
Kaygısız...
Bi hayat olsam,
Dingin,
Huzurlu,
Ve sonsuz...
Bi ben olsam,
Dünden geçmiş,
Yarına tok,
Andan ziyansız...

18 Mart 2014 Salı

Hayat İşte ... Canlı Yayın

Perşembe günü saat 10;30'da , TRT okul kanalında , " Hayat İşte " programında canlı yayın konuğuyum. 
Konumuz, popüler diyetler ve sağlıklı yaşam için mutfak tüyoları. 
İyi Seyirler...

17 Mart 2014 Pazartesi

Olmaz

Öğrenmek zordur bazen ,
Bazıları hiç öğrenmez hatta, 
Gerçeği göremez, gerçekliği sindiremez. 
Anlam ister.
Mantık ister.
Bilgi ve denklik ister.
Nezaket ve zerafetle anlatılsın ister...
Veeeee
En önemlisi, koyu mavi bir derinlik ister, her şeyde...
Oysa ne güzeldir belki de alık ve abuk biiiiii haber yaşamak. 
Ne mantık, ne de mananın kalmadığı bir hayatta. 
Derinliğin sadece su olduğu,
Mantığın çamura bulandığı,
Cehaletin başlara taç olduğu bu zamanda. 
Ama olmaz işte...
Bazıları illa öğrenmek ister ,
Her gün,  yeni birşey, 
Karşısındaki kimse hissettiği şey,
Olan biten herşey, önemlidir onun için.
Bilmek , anlamak, yorumlamak ister.
De...
Olmaz.
Bu zamanda, bu düşünce değer bulmaz.
Öğrenmek zordur.
Kafan yarılmazsa, taş yerini bulmaz. 


16 Mart 2014 Pazar

Sadakat...

Sadakat ,
Sadece Şerefli Erkeklerin hak ettiği birşeydir. 
Birlikte olduğu kadının, 
Adına, 
Kendi adından çok kıymet veren,
Ona olan sevgisini içselleştiren,
Sevdiği kadın için, gerektiğinde herşeyden, hiç bahanesiz, vazgeçmesini bilen,
Sevdiği kadının nefesini, kendi nefesinden üstün gören,
Sevdiği kadına, kalbinin en kıymetli köşesini veren,
Sevdiği kadını bir başkası için, kim olursa olsun asla ve asla üzmeyen,
Sevdiği kadına, hiç bir nedenle arkasını dönüp gitmeyen, 
Sevdiği kadını, göğsündeki nişan gibi, her daim yanında, dilinde, ruhunda taşıyan,
Sevdiği kadının, gözünden düşecek bir tek damla yaşın dahi sebebi olmayan,
Sevdiği kadını, bir ömür onore eden, kırmayan,
Sevdiği kadını, can kulağı ile dinleyip anlayan, 
Aynı yolda el ele yürüyen, eşlik eden, paylaşan,
Sevdiği kadına, arkadaş, dost, baba, abi, sevgili, sırdaş olabilen,
Sevgisini her daim, gururla anlatıp, aşkın en büyük ikramiye olduğunun farkında olan, 
Sevgisi, paylaşmaya yetmiyorsa, bırakıp gitmeyi de bilen,
İçinde, bencillik olmayan,
Erkek gibi, lafını her hücresiyle dolduran, 
Söylediği ile yaptığı aynı olan, 
Sevdiği ile yaşlanmak için ölümü göze alan,
Sevginin gerçekliğini anlayıp, onunla yoğrulup bir olan,
Gururlu, onurlu, şerefli bir adam, hak eder ancak sadakati. 
Tuncay Özkan'ın sevgilisine duyduğu gibi. Aldığım her nefesin yarısı onun, diyebilmek, servetimin yarısı onun, cümlesinden daha büyük bir değerdir, seven bir kadın için. 
Bir değil, bin yıl bekler böyle bir adamı. 
İşte tam da bu nedenle , sadakati hak ediyor. Hem de fazlasıyla ...
Yüreğinin götürdüğü yere korkmadan gidebildiği için, doğrular uğruna, kendini onca riske attığı için , kalbimizi kazanmıştı zaten. 
Ama aşkına olan bağlılığı , kızına olan sevgisi ve tüm bu dengeleri kuruş biçimi ile çok daha büyük bir saygı kazandı. 
İşte adam gibi adam dedik hepimiz. Demek hala varmış, böyle insanlar. 
Helal olsun ...


14 Mart 2014 Cuma

Başınız Sağolsun. Sonumuz Hayır Olsun.

Küçük yüreğin elimde
Yanıyor yüreğim seninle,
Bakışın hala gözlerimde,
Bekledim uyanırsın diye.
Ninniler söyledim,
Sabahları bekledim,
Dönüp gelirsin diye, 
Yolunu gözledim,
İlk düşen dişini,
Servet diye belledim. 
O kara gözlerin, cenetti benim için .
Yaktın bu sabah,
Acın çok derinde,
Minik ellerin ellerimde.
Sen giderken cennete,
Milyonlar var gerinde,
Gözyaşı seli her yerde.
Kokun gidecek gömleğinden,
Dağılmayacak saçların rüzgarda,
Ama bir anıt gibi kalacaksın,
Her daim bu diyarda. 
Çocuk kalbin unutulmayacak,
Acın kabuk bağlamayacak.
Yiten o güzel canlar,
Gittiğin yerde sana merhem olacak.
Canımdın, canımı da yanına aldın,
Elin sıyrılsa kanardım, 
Sen gittin ...
Kanlı nehirlere bulandım. 
Ama öyle bir gidiş ki bu
Her ana ağladı,
Vicdanı olan, her yürek kanadı .
Sen uyudun amma...
Koca bir ülke silkinip, uyandı. 

Başınız Sağolsun, Allah Yardımcınız Olsun. Berkin'in minicik canıyla yaktığı birlik ateşi daim olsun. Ülkemiz bundan sonra, can almasın son olsun. Tüm gidenlere selam olsun. 

Bu şiiri Berkin için yazmıştım, onun ölümüne içlenip, giden tüm canlar için de aynı şeyleri hissediyorum. Benim için ölen sadece genç, sadece insan. Her gün ölünen, ağlanan bir ülke olmak çok zor,  yorucu. 
Çocuklar , gençler, kadınlar , insanlar ölüyor . Her gün. 
Birileri, karısını, komşusunu, yavuklusunu, borçlusunu acımadan vuruyor. Her gün, delip geçen 3. Sayfa haberleri. 
Ve biz o kadar alıştırıldık ki bütün bunlara. Her ölüme, tecavüze, garip bir kılıf bulunuyor. Hep katillerden yana. 
Elinizi vicdanınıza koyun.
Bu insanların çoğu KATLEDİLİYOR. Doğal yolla ölmüyor. Allah'ın yarattığını yine Allah alır. Ama olmuyor. Bir câni çıkıyor ger gün. 
Anlamıyorum... 
Hiç anlamadım...
Biri anlatsın . 
Nasıl bir cana kıyar insan.
Şiddetin miniciği bile tiksinti vericiyken, ölümü nasıl kendi ellerine alır insan. 
Nasıl bir evlada kıyar, kendi evladı olan.
Ama bakıyorum da, tüm bunlar yeni değil. Bu ülkede herkes, uzun yıllardır delirdi. Güç, hırs, para aklını aldı çok insanın. Kimi erişmek için , kimi yetişmek için, her yolu mübah saydı.
Kafa kıramayan, kalp kırdı . Dolandırdı, yalan söyledi. 
Döneklik yaptı, aldattı...
Allah'ım sen bize yardım et, akıl, fikir, biraz vicdan ver.
Cehaletten aydınlığa çıkmamız için yol göster. Mucizelerine ihtiyacımız var. 
Kurtar bizi bu bitmeyen, toplu cinnet , güç ve ihtirasla beslenen para çukurundan.
O çukura girmedi diye, maddi manevi katlediliyoruz, o veya bu şekilde, biraz insansak. 
Daha fazla can yanmasın. 
Bu ülke,  her gün, bir sebeple kana bulanmasın. 
Yardım et bize . 


12 Mart 2014 Çarşamba

Uğurlar Olsun Berkin...

Ateş, düştüğü yeri yakar sadece.  Çevresine dokunmaz. Diğerlerinin gönlüne kor düşmez, acımaz canları. Anlamaz bile, acının ne kadar harlı, yakıcı olduğunu. 
Acı bitmez, yarası gitmez, her kabuk bağladığında alıp atar insan, durup, durup kanar, sonsuza dek. 
Acının şekli,  şemali, konusu, kokusu değişir, derinliği, uakıcılığı farklıdır. Ama sonuçta acıtır. Ve en hızlı, acı değiştirir insanı. 
Düzen değişir, mevsim değişir, herşey değişir... ama acı olduğu gibi kalır. Değişimi başlatan o dur. Ama kendisi olduğu gibi kalır. 
Ruhunun en derin yerinde, üstünü, anda yaşananlarla sıvar, yaşar gidersin. 
Allah'a şükür der, güne uyandığına şükreder, biat edersin, hayatın direktiflerine . 
Hayat üstüne geldikçe, savaşmayı bırakıp geri çekilirsin. Eyvallah der, dinginleşirsin. Yaşla gelen olgunluk der herkes bu sakinliğine, oysa olan, yaş almak değildir, giderek taş olmaktır. 
Sıcacık, sevgi dolu, savaşçı bir kalbin, giderek buzula dönüşmesidir olan. Suyun üstünde görünenle yetinenler için , minik bir ada bırakırsın, o kadarına yeter, yüreğin ve sabrın. Onlara da seni öyleymiş gibi görmek.
Artık susar tüm benliğin. Konuşulanlar hava, su...
Bir kaç kıymetli Hazine'ni, elinden alacaklarmış gibi saklarsın. 
Evladını, yüreğini ve aklını. Bilirsin ki, gerisi kocaman bir yalan. 
Tek kıymet bunlardır işte, koca bir yaşamdan sana kalan. 
Bazıları,  o kadar bile şanslı olmaz ne yazık ki, biri gelir, evladını alır elinden, ne yürek kalır ondan sonra, ne akıl. 
Artık alınan her nefes, kurşun gibi ağır. 
Yürek yanar ki ne yanar, cayır, cayır. 
Kim söndürebilir artık o ateşi . 
Gitti giden. 
Ateş düştüğü yeri yakar sadece. 
Uğurlar olsun Berkin... Uğurlar olsun. Buralarda yaşamak zor, umarım gittiğin yer farklı ve güzel olsun.